Stuttgart’ta açılan ilginç müze, dünyanın en ‘tiksindirici’ yiyeceklerini ziyaretçilere koklatıyor ve tattırıyor.
Yaşar Tan (Stuttgart)
Stuttgart’ta yeni açılan, İsveç’in Malmö kentindeki “Disgusting Food Museum”un bir benzeri, yiyeceklerin sadece besin olmadığını vurgulayan sıra dışı bir sergi sunuyor. Müze, alışılmadık ve egzotik tatlarla kültürel farklılıkları aşarak insanları bir araya getiriyor.
Yiyecekler, kimi zaman korkutucu bir deneyim yaşatsa da, aynı zamanda dostlukların kurulmasında en güçlü bağlardan biri oluyor. Tiksinti, evrimsel olarak bizi hastalıklardan korumak için gelişmiş bir duygu olmasına rağmen, hangi yiyeceklerin “tiksindirici” bulunduğu kültürden kültüre değişiyor.
Müze, ziyaretçilerini dünyanın en tuhaf ve itici yiyeceklerini keşfetmeye davet ediyor. Aynı zamanda yenilikçi bir bakış açısıyla çevre dostu gıdaların benimsenmesini teşvik ediyor. Ziyaretçiler, 80 farklı yiyeceği koklama ve hatta tatma imkânı buluyor.
Çoğu insanın midesini bulandırabilecek yiyecekleri denemek isteyenler için bu deneyim unutulmaz bir sınav niteliğinde. Ancak müze, sadece “iğrenç” yiyecekleri görmekle kalmayıp, sınırların ötesine geçen farklı tatlara dair yeni bir bakış açısı kazandırmayı da amaçlıyor. İsteyenler yalnızca sergiyi uzaktan izleyebilir, isteyenler de ellerine almaya bile çekindikleri yiyeceklerin kokusunu ve tadını deneyimleyebilir.
