Berlin Film Festivali’nde gerçek bir mücadele: Rabiye Kurnaz

Andreas Dresen’in “Rabiye Kurnaz gegen George W. Bush” Guantanamo’da tutulan oğlunu kurtarmak için mücadele veren bir annenin gerçek hikâyesini anlatıyor. Film, Altın Ayı için yarışıyor.

72’nci Uluslararası Berlin Film Festivali’nde Alman yönetmen Andreas Dresen’in imzasını taşıyan “Rabiye Kurnaz gegen George W. Bush”un (Rabiye Kurnaz George W. Bush’a karşı) dünya prömiyeri Cumartesi akşamı yapıldı. Altın Ayı için yarışan film, 2002-2006 yılları arasında ABD’nin Küba’daki Guantanamo Üssü’nde hakkında iddianame olmaksızın tutulan Murat Kurnaz’ın hikâyesini annesi Rabiye Kurnaz’ın gözünden anlatıyor.

DW’den Jülide Danışman’ın yaptığı habere göre, Almanya’nın Bremen kentinde yaşayan Rabiye Kurnaz 3 Ekim 2001 sabahı uyandığında oğlu Murat’ın evde olmadığını görür, kısa bir süre sonra gelen telefonla da oğlunun Pakistan’a gittiğini öğrenir. Bir ev kadını, üç çocuk sahibi bir anne olan Rabiye Kurnaz’ın büyük oğlunu bulmak ve eve geri gelmesini sağlamak için mücadelesi de o sabah başlar. Camiye, polise gider; Guantanamo’daki oğlundan aylar sonra gelen mektubun ardından insan hakları avukatı Bernhard Docke’ye başvurur. Avukat Docke ile birlikte Rabiye Kurnaz’ın mücadelesi Bremen sınırlarını aşar, Ankara’da Adalet Bakanlığı’na, Washington’da Yüksek Mahkeme’ye kadar uzanır. Oğlunun adil bir şekilde yargılanabilmesi için ABD Başkanı George W. Bush’a karşı dava açan Rabiye Kurnaz sonunda verdiği mücadeleyi kazanır ve oğlu Murat eve döner.

Murat Kurnaz yerine Rabiye Kurnaz

Andreas Dresen’in filmi, sonu başından itibaren bilinen bir hikâyeyi yeni bir bakış açısıyla, Murat Kurnaz’ın annesi Rabiye Kurnaz üzerinden anlatıyor. Film, bir tek oğullarına değil, herkese annelik yapan, oğlu söz konusu olduğunda mücadeleyi bırakmayı bir an bile düşünmeyen, esprili, güçlü bir kadın olan Rabiye Kurnaz’ı tanıtıyor.

Murat Kurnaz’ın annesi Rabia Kurnaz

2008 yılında Murat Kurnaz’ın yaşadıklarını beyazperdeye aktarmayı düşündüğünü söyleyen yönetmen Andreas Dresen, ancak “keyfilik, işkence, terör, haksızlık ve pek de iyimserlik içermeyen” bu hikâyeyi nasıl filme aktaracağını bilemediğini anlatıyor. Dresen, Murat Kurnaz’ın “etkileyici, yaşam enerjisi yüksek, esprili” annesi Rabiye Kurnaz ile tanıştığında da onun hikâyesinden bir film yapmaya karar veriyor. Yönetmen, “Sıradan olarak nitelenen insanların, bu dünyanın yenilemez gibi görünen güçlerine karşı mücadele vermesinin” değerli olduğunu ifade ediyor.

Filmde, Rabiye Kurnaz’ı Almanya’da yaşayan komedyen, sunucu ve oyuncu Meltem Kaptan, Murat Kurnaz’ın serbest bırakılması için büyük çaba gösteren avukat Bernhard Docke’yi ise Alman aktör Alexander Scheer canlandırıyor.

Bu role hazırlanmak için defalarca Rabiye Kurnaz ile konuştuğunu anlatan Meltem Kaptan, filmde Rabiye Kurnaz’ın duyduğu derin kaygı ve üzüntünün yanı sıra herkesi gülümsetmeyi başaran halini de yansıtmaya çalıştığını söylüyor.

Guantanamo’da beş yıl

Andreas Dresen, “Rabiye Kurnaz gegen George W. Bush” filminde suçsuz olduğunun anlaşılmasına rağmen Guantanamo’da tutulan Kurnaz’a yapılan haksızlığa ve olayın siyasi boyutuna da dikkat çekiyor.

11 Eylül 2001’deki saldırılardan kısa bir süre sonra kendi ifadesiyle “Kur’an-ı Kerim’i daha iyi öğrenmek için” Bremen’den Pakistan’a giden Murat Kurnaz, Pakistan polisi tarafından yakalanarak 3 bin dolar karşılığında ABD’li yetkililere teslim edilmişti. ABD istihbaratı tarafından önce Afganistan’a ve ardından Guantanamo’ya götürülen Kurnaz’ın sorgusu ve tutukluluğu sırasında işkence ve kötü muamele gördüğü ortaya çıkmıştı. 2006 yılında Angela Merkel hükümetinin girişimi ile serbest bırakılmış, ailesinin yaşadığı Bremen’e dönmüştü.

ABD’li yetkililer yakalanmasından kısa bir süre sonra Murat Kurnaz hakkındaki terör suçlamalarının dayanaksız olduğu sonucuna varmış, ancak Gerhard Schröder hükümetinin Türk vatandaşı olan Kurnaz’ın Almanya’ya geri gönderilmesini engelleyen bir tutum izlediği ortaya çıkmıştı.

Bu konuda sorumluluğun da şimdiki cumhurbaşkanı, dönemin istihbarat örgütlerinin koordinasyonundan sorumlu Başbakanlık Müsteşarı Frank-Walter Steinmeier’de olduğu iddia edilmişti. Kurnaz’ın serbest bırakılmasından sonra söz konusu iddiaları araştırmak için Federal Meclis’te kurulan Araştırma Komisyonu’na ifade veren Steinmeier, iddiaları reddetmişti.

Andreas Dresen: Özür dilenmeli

Andreas Dresen, yaklaşık beş yıl boyunca Guantanamo’da tutulan Murat Kurnaz’a ve ailesine o yılların geri verilemeyeceğini ama en azından siyasetçilerin hata yaptıklarını kabul ederek özür dilemesi gerektiğini vurguluyor. Dresen, suçsuz olduğu halde Guantanamo’da tutulan Murat Kurnaz’a “Alman siyasetinin de” tazminat ödemesi ve kendisinden özür dilemesi gerektiğini sözlerine ekliyor.

Alman yönetmen, 2002 yılı sonbaharında ABD’nin Kurnaz’ın iadesini teklif etmesine rağmen, Alman hükümetinin bu teklifi değerlendirmemesini eleştiriyor. Dresen, “Kuşkusuz bunun siyasi nedenlerinin bulunduğu, 11 Eylül sonrasında hassas bir dönem olduğu söylenebilir. Siyasetçilerin de hata yapmasını anlayabilirim. Ama sonra daha fazla şey bilindiği zaman, bu hatalar kabul edilmeli. ‘Bu yanlıştı. Üzgünüm’ demek için cesaret ve ahlaki olgunluk gösterilmeli. Bu jesti şimdiki Cumhurbaşkanımızdan da bekliyorum” şeklinde konuşuyor.

“Rabiye Kurnaz gegen George W. Bush” filmi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bir gün önce Steinmeier’in kariyerindeki en tartışmalı konulardan biri olan Murat Kurnaz’ı tekrar gündeme getirmesi ile de dikkat çekti. Pazar günü yapılacak seçimlerde Steinmeier’in ikinci dönem cumhurbaşkanlığına seçilmesi bekleniyor.

Ödüllü yönetmen

“Rabiye Kurnaz gegen George W. Bush” festivalde Altın Ayı için yarışan 18 film arasında yer alıyor. Dördüncü kez Berlin Film Festivali’nin ana yarışmasına davet edilen Andreas Dresen, 2002 yılında “Halbe Treppe” (Yarım Merdiven) ile Jüri Büyük Ödülü’ne layık görülerek Gümüş Ayı kazanmıştı.

Filmleri ile ulusal ve uluslararası düzeyde çok sayıda ödül kazanan Andreas Dresen, eski Doğu Alman film yapım şirketi DEFA’da stajyerlik yaparak sinemaya adım attı. 58 yaşındaki ünlü yönetmen, filmlerinde çoğunlukla Almanya’da sokakta karşılaşılabilecek sıradan insanların hikâyelerini gerçekçi, akıcı bir tarzda anlatıyor.

2008 yılında Cannes Film Festivali’ndeki “Un Certain Regard” bölümünde “Wolke 9” ile Coup de Coeur Ödülü’nü alan Andreas Dresen, 2011’de aynı bölümün en büyük ödülünü kazanan “Halt auf freier Strecke” ve 2019’da altı dalda Alman Film Ödülü kazanan “Gundermann” ile ses getiren ödüllü filmlere imza attı.

Murat Kurnaz ve avukatı

Murat Kurnaz filmleri

Hakkında iddianame hazırlanmadan yaklaşık beş yıl boyunca Guantanamo’da tutulan Murat Kurnaz’ın hikâyesi daha önce de beyazperdeye konu olmuştu. 13 kısa metrajlı filmden oluşan “Deutschland 09” (Almanya 09) adlı projede, Fatih Akın’ın filmi “Der Name Murat Kurnaz” (Adı Murat Kurnaz) da yer almıştı. Film, 2009 yılında Berlinale’de gösterilmişti.

Murat Kurnaz’ın Guantanamo’daki dönemini anlattığı kitabı “Hayatımın Beş Yılı” da “Fünf Jahre Leben” (Beş Yıl Yaşam) adı ile sinemaya uyarlanmıştı. 2013 yapımı filmin yönetmenliğini Steffan Schaller yapmıştı.