Baçaru ile “Faşizm ve Kadın” üzerine söyleşi

Sosyalist feminist Perihan Baçaru’nun konuşmacı olduğu “Tohum Kadın” tarafından gerçekleştirilen Ulm’daki söyleşide, faşizm ve kadınlar üzerindeki etkileri tarihten ve günümüzden örneklerle detaylı bir şekilde tartışıldı.

Merhaba (Ulm)

Kadın hakları savunucusu sosyalist-feminist Perihan Baçaru’nun konuşmacı olduğu “Almanya’da AfD’nin yükselişi, faşizm ve kadın, faşizme karşı mücadelede sorumluluklarımız” başlığıyla Ulm’da gerçekleştirilen söyleşiye ilgi yoğundu.

Söyleşi, Almanya Türkiyeli İşçiler Federasyonu (ATİF) bünyesinde faaliyet yürüten Ulm Tohum Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantının moderatörlüğünü Tohum derneğinin eşbankanı Devrim Öztürk yaptı. Öztürk, bu toplantıyla başlangıç yaptıklarını belirterek “Yeni oluşum aşamasındaki Tohum Kadın Grubu olarak bundan sonra çeşitli etkinlikler düzenleyeceğiz” dedi.

Faşizm ve kadınlar üzerindeki etkileri tartışıldı

Toplantıda, faşizmin tarihsel gelişimi ve kadınlar üzerindeki etkileri, Perihan Baçaru tarafından detaylı şekilde ele alındı. Baçaru, Faşizmin kapitalist kriz dönemlerinde sermaye düzenini koruma amacıyla ortaya çıkan baskıcı bir rejim olduğunu vurguladı. Baçaru’ya göre; İtalya’da Mussolini liderliğinde başlayan faşizm, Nazi Almanyası’nda Yahudi soykırımı ve kadın haklarının sistematik olarak yok edilmesiyle en acımasız halini aldı.

Hitler rejiminin kadınları üretim alanlarından dışlayarak geleneksel rollere hapsettiği söyleyen sosyalist feminist Perihan Baçaru, anneliği ulusal bir görev haline getirip kadınları sadece doğurganlık rolleri üzerinden değerlendirdiğini belirtti. Konuşmacı, çalışan kadınlara yönelik kısıtlamalar, düşük ücret politikaları ve mesleki sınırlamalarla kadınların toplumsal hayattan dışlanmasının, faşizmin patriyarkal bir ideoloji olduğunu kanıtladığını ifade etti.

Baçaru, faşizmin, aileyi patriyarkanın temel kurumu olarak görüp kadın emeğini görünmez kıldığını ve bu emeği sermaye için daha fazla kâr elde etmenin bir aracı olarak kullandığını belirtti. Ayrıca, kadınların karşılıksız emeğinin, kapitalist sistemde iş gücünün yeniden üretimi ve sosyal düzenin devamı için kritik bir rol oynadığına dikkat çekti.

Perihan Baçaru’nun konuşmasında; modern faşist hareketlerin yükselişi Almanya özelinde de değerlendirirken Almanya’da Doğu ve Batı bölgeleri arasındaki ekonomik eşitsizliklerin Neo-faşist hareketlerin örgütlenmesine zemin hazırladığı, faşist parti  Almanya için Alternatif (AfD) gibi partilerin göçmen karşıtı ve cinsiyetçi politikalarla toplumda destek kazandığı ifade etti. Bu partilerin kadın haklarını savunuyor gibi görünerek kadın seçmenleri hedef aldığı, ancak temelinde cinsiyetçi ve ayrımcı bir ideoloji barındırdığına dikkat çekti.

Kadınların faşist ideolojiye karşı mücadelesinin önemi vurgulayan Baçaru. feminist ve anti-faşist hareketlerin dayanışması gerektiği belirtilirken, kadınların bu mücadelenin merkezinde yer aldığına dikkat çekti. Kadın grevlerinin, atölye çalışmalarının ve dayanışma ağlarının önemine değinilen konuşmacı, geçtiğimiz 8 Mart’ta özellikle “Feminista Antifaşista” sloganıyla çağrı yapıldı.

Toplantının sonunda, faşizmin kadınlara, doğaya, emeğe ve farklılıklara düşman bir ideoloji olduğu bir kez daha hatırlatıldı ve bu tür hareketlere karşı örgütlü mücadele gerekliliği vurgulandı.

İki saat boyunca pür dikkat takip edilen söyleşi soru-cevap bölümüyle sona erdi.