Sömürgeciliğin sembolü “adalet sarayı” restore ediyor

Belçika Kralı 2. Leopold’ün Kongo’dan elde ettiği servetle yapılan adalet sarayı “Palais de Justice”, dünyanın en büyük adalet sarayı olarak biliniyor ve ülkenin Kongo’da kurduğu sömürge yönetiminin simgesi olarak görülüyor

AA (Brüksel)

Belçika Kralı 2. Leopold’un başkent Brüksel’de inşa ettirdiği, dünyanın en büyük adalet sarayı olarak bilinen ve ülkenin Kongo’da kurduğu sömürge yönetiminin simgesi olarak görülen “Palais de Justice”‘in cepheleri onarılacak.

Belçika, tarihiyle yavaş adımlarla yüzleşirken; başkent Brüksel, Kral 2. Leopold’ün Kongo’da kurduğu sömürge yönetiminin izlerini hala taşıyor.

1865-1909 arasındaki hüküm süren 2. Leopold’ün Kongo’nun tüm zenginliklerini, milyonlarca kişinin canı pahasına sömürerek elde ettiği servetle inşa ettirdiği yapılara kentin birçok yerinde rastlanıyor.

Bu simge yapılar arasında Palais de Justice, dünyanın en büyük adalet sarayı olma özelliğiyle ön plana çıkıyor.

1866’da inşasına başlanan ve 17 yılda tamamlanan görkemli bina, hem halen mahkemelere ev sahipliği yapıyor hem de kentin turist çeken noktalarından biri olma niteliğini taşıyor.

Dönemin ünlü mimarı Joseph Poelaert tarafından eklektik tarzda inşa edilen bina, altın kubbesiyle kentin birçok noktasından görülüyor.

Brüksel’in, kentin manzarasına hakim nadir tepelerinden birinin üstüne yapılan 250 odalı bina, dev sütunlar üzerinde yükseliyor.

İhtişamıyla dikkati çeken bina, 40 bin metrekarelik alanı kaplıyor.

Binanın yapımı sırasında, bulunduğu Marolles bölgesinde 3 bin kadar evin yıkıldığı, sakinlerinin başka mahallelere göç etmeye zorlandığı biliniyor.

Belçika’nın sömürgecilik geçmişinin 2020’de dünyada baş gösteren ırkçılık karşıtı gösteriler nedeniyle gündeme gelmesi sırasında adından söz edilen Palais de Justice’in restorasyonu, nem ve eskimeye maruz kalması nedeniyle uzun süredir gündemdeydi.

Yapı Yönetiminden Sorumlu Devlet Bakanı Mathieu Michel’in Basın Sözcüsü Koen Peumans, yaptığı açıklamada binanın öncelikle turistik Poelaert Meydanı’na bakan, ana girişlerinin bulunduğu yüzünün restore edilmesinin önemli söyledi.

Peumans, ön cephenin restorasyonunun 31 milyon 700 bin, binanın tümünün restorasyonunun 80 milyon avroya mal olacağını belirtti.

Palais de Justice’in önünde seyyar satıcılık yapan, soyadını vermek istemeyen Ignace isimli Kongo asıllı vatandaş, restorasyonla ilgili soru üzerine, “Kongoluların kanlarıyla inşa edilen binanın gurur duyulurcasına restore edilmesinden rahatsızlık duyduğunu” kaydetti.

Ignace, 17 yıldır Belçika’da yaşadığını, halen sigortasız çalıştığını, adalet sarayının hemen ilerisinde her gün kurulan antika pazarında DVD sattığını anlattı.

Bu sırada adalet sarayının fotoğrafını çeken turistler ise binanın Belçika’nın sömürgecilik geçmişini sembolize ettiğini bilmediklerini, Brüksel’de görülmesi gereken yerler arasında sayıldığı için turist gezdiren “hop-on hop-off” otobüslerine binerek gezmeye geldiklerini ifade ettiler.

Belçika hala özür dilemedi

Danimarka, İngiltere, Fransa ve Hollanda gibi Avrupa ülkeleri sömürgecilik geçmişleri nedeniyle özür dilerken, Belçika halen bu adımı atmadı.

2020’deki ırkçılık karşıtı protestoların ardından Kral Philippe, ülkesinin Kongo’daki sömürge döneminde neden olduğu acılardan “derin üzüntü” duyduğunu söyleyen ilk Belçika Kralı oldu.

Bunu takiben ülkenin birçok yerinde mevcut 2. Leopold heykelleri ile büstlerinin bazıları kaldırıldı ve onun ismini taşıyan yollarla tünellerin adı değiştirildi.

Kral Philippe, Haziran 2022’de Kongo’ya giderek, bu anlamda da bir ilki gerçekleştirdi. Ancak orada üzüntüsünü dile getirse de beklenen özrü dilemedi.

Belçika federal parlamentosunda ülkenin sömürgecilik geçmişine dair kurulan komite ise kolonilerden özür dilenmesi konusunda mutabakata varamadan Aralık 2022’de dağıldı.