Dünyada jeotermal enerjideki proje maliyetlerinin düşmeyi sürdürmesiyle jeotermal enerjinin 2050’ye kadar küresel elektrik talep artışının yüzde 15’ini karşılayabileceÄŸi tespit edildi.
Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) “Jeotermal Enerjinin GeleceÄŸi” baÅŸlıklı raporuna göre, küresel elektrik talebi büyürken, yeni teknolojiler dünyanın neredeyse tüm ülkelerinde jeotermal enerjinin temiz elektrik üretimi saÄŸlama potansiyelinin önünü açıyor.
Jeotermal enerjide proje maliyetlerinin düşmeye devam etmesi halinde söz konusu kaynağın bugünden 2050’ye kadar küresel elektrik talep artışının yüzde 15’ini karşılayabileceÄŸi öngörülüyor.
Bu, dünya çapında 800 gigavata varan jeotermal kapasitenin devreye alınması anlamına gelirken, bu kapasitenin ABD ve Hindistan’ın mevcut elektrik talebinin toplamına eÅŸdeÄŸer bir yıllık üretim saÄŸlayabileceÄŸi hesaplanıyor.
Jeotermal enerji halihazırda küresel elektrik üretiminin yüzde 1’ini karşılıyor ve ABD, Ä°zlanda, Endonezya, Türkiye, Kenya ve Ä°talya dahil sınırlı sayıda ülkede önemli bir seviyede kullanılıyor.
Sırasıyla Çin, ABD, Türkiye, Ä°sveç, Endonezya, Ä°zlanda, Japonya, Yeni Zelanda, Almanya ve Filipinler, elektrik üretimi, ısınma ve soÄŸutma için kullanılan toplam jeotermal enerjinin yüzde 90’ını oluÅŸturan en büyük 10 tüketici ülke olarak öne çıkıyor.
IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, yeni teknolojilerin dünya genelinde jeotermal enerji için yeni ufuklar açtığını belirtti.
Bu teknolojilerin, dünyanın hızla artan elektrik talebinin önemli bir bölümünü güvenli ve temiz kaynaklarla karşılama imkanı sunduÄŸunu kaydeden Birol, “Dahası, jeotermal, petrol ve gaz endüstrisinin teknoloji ve uzmanlığından yararlanmak için büyük bir fırsat. Analizimiz, jeotermal enerjinin büyümesinin 2035’e kadar bir trilyon dolar deÄŸerinde yatırım yaratabileceÄŸini gösteriyor.” ifadelerini kullandı.