Kosova: Reçak Katliamı, bağımsızlığın dönüm noktalarından biridir

Katliamda yeğenini ve 4 akrabasını kaybeden 71 yaşındaki Kosovalı Arnavut Aziz Beqiri: “Bedenleri ve uzuvları parçalanmış kurbanları gördüğümde mahvoldum. Öldürülenler ve katledilenler arasında çocuklar, yaşlılar ve kadınlar da vardı”

Merhaba Haber Merkezi

Kosova Savaşı’nın en büyük katliamlardan biri olan 15 Ocak 1999’daki Reçak Katliamı, ülkeye NATO tarafından uluslararası müdahale yapılması konusunda dönüm noktası olarak kabul ediliyor.

45 Kosovalı Arnavut, Ştimle Belediyesine bağlı Reçaku köyünde, “Kosova Kurtuluş Ordusuna (UÇK) yardım ettikleri” gerekçesiyle ırkçı faşist Sırp ordu ve paramiliter birliklerince vahşice katledildi. Bunlardan 24 erkek toplu halde “Gropa e Bebushit” olarak bilinen mevkide yakın mesafeden kurşuna dizilerek öldürüldü.

Soykırımda yeğenini ve 4 akrabasını kaybeden 71 yaşındaki Aziz Beqiri, yaşadıklarını Anadolu Ajansı’na anlattı.

Katliamın ramazan ayında tam olarak Kadir Gecesi’nde yapıldığını belirten Beqiri, kurbanları gördükten sonra yaşadığı ağır duygusal durum nedeniyle iki gece uyuyamadığını söyledi.

Beqiri, saldırıya çocuklarıyla evde yakalandıklarını, olayları gözlemlemek için ablukadan kurtularak dağa çıktığını belirtti.

Bedenleri ve uzuvları parçalanmış kurbanları gördüğünde mahvolduğunu dile getiren Beqiri, şu ifadeleri kullandı:

“Öldürülenler ve katledilenler arasında çocuklar, yaşlılar ve kadınlar da vardı. Avluda bir kadın vardı, kocası ve iki kayınbiraderi öldürülmüştü. Kocası ve kayınbiraderlerinin peşine düştüğü sırada düşmanların pususuna girdi ve onu da öldürdüler. Genç değil yaşlıydı. Her şeyin notlarını aldık.”

Beqiri, bir grup gönüllüyle cesetleri topladıklarını ve onları zorla almak isteyen Sırp birliklerinin hedefi olduklarını belirterek cesetleri ancak 12 Şubat’ta Sırp güçlerinin kontrolünde defnedebildiklerini kaydetti.

“Reçak Katliamı” kitabı

Dönemin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Kosova Misyon Şefi William Walker, birçok medya temsilcisiyle katliamdan bir gün sonra köyü ziyaret ettiği sırada gördüklerini “Hayatımdaki en üzücü olay” olarak nitelendirmiş, “Gördüğüm kadarıyla bir katliam ve insanlık suçuyla karşı karşıya olduğumuz aşikardır.” ifadelerini kullanmıştı.

Walker’in Reçak’ta yaptığı açıklamalar, dünya basınında geniş yankı uyandırmış ve katliamdan yaklaşık 2 ay sonra Mart 1999’da NATO’nun Sırbistan ve Kosova’daki Sırp birliklerine yönelik havadan ve karadan müdahalesi başlamıştı.

Walker, şu sıralarda Kosova hükümetinin desteğiyle Reçak Katliamı’nın tanığı olarak kendi deyimiyle “Öteki dünyaya gitmeden önce” katliamda gördükleriyle ilgili bir kitap hazırlıyor.

Katliamın üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen Birleşmiş Milletler Kosova Misyonu (UNMİK) yargıçlarınca olayla ilgili sadece Sırp polis memuru Zoran Stojanoviç, 15 yıl hapis cezasına mahkum edilmişti.

Sömürgeci Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Reçak Katliamı’nı “kurgu” olarak nitelendiriyor.

Kosova’daki savaşın yaşandığı 1998-1999 döneminde çoğunlukla Arnavut olmak üzere 10 binden fazla Kosovalı öldürüldü ve 1 milyonunun üzerinde farklı etnik gruplardan Kosovalı evlerini terk etmek zorunda kaldı.

17 Şubat 2008’de, on yıllarca verdiği zorlu mücadelenin sonucunda bağımsızlığını ilan eden Kosova’yı 100 civarında ülke “bağımsız bir devlet” olarak tanırken; Sırbistan, eski sömürgesi Kosova’yı hala kendi toprağı olarak görmeye devam ediyor.