Bulgur deyip, geçmeyin lütfen. Bulgurun da toplumsal yaşamımızda çok farklı kültürel yönleri vardır. Bazı bölgelerde pilav olarak pişirilmesi sadece bu birçok farklılıklarımızdan biridir.
Ekteki fotoğrafı görenler ilk etapta bir yemek tarifi yapacağımı düşünebilirler. Halbuki amacım komşumuz, yanı başımızda yaşayan farklı toplumlara ait insanların birbirinin farklı kültürlerinden ne kadar az şey bildiklerine dair bir örnek. Farklı kültürü empati ve kabullenme ile kendi kültürümüzü zenginleştirme aracı yapabiliriz. Bu konuda yazabileceğim birçok örnek ve anılarımdan tek bir tanesini kısa bir yorumla siz okurlarımızla paylaşmak istiyorum. Çünkü bazı yazılar yüzümüze tebessüm, yüreklerimize hoşnutluk vermek içindir. Farklılıklarımızın zenginliklerimiz olduğu bilinciyle, bu kültür zenginliklerimizin bulaşıcı ve karşılıklı barışların bir eki olması umuduyla iyi okumalar…
Benim de bir bulgur hikâyem var:
Bugün (25.10.21) uzak bir ülkedeki tatilimden döndüm ve ilk kahvaltım muhakkak bulgur pilavı olmalıydı. Kendi kendime yani özüme olan sevgimden dolayı…
Mardin/Nusaybinli Kamile adlı arkadaşım bana yaklaşık 20 yıl önce sabah kahvaltısında Bulgur Pilavını sevdirmişti…
Stuttgart ve çevresinde oluşturduğumuz bir kadın grubumuz vardı. Bu kadın grubu, ayda bir defa bizim davetimizle bir araya geliyordu. Hepsi ya siyasi sürgünü yaşayan ya da aile içi şiddetine maruz kalan kadınlardı.
Bu buluşmalarımızda kadınlara moral vermek amaçlı düzenlediğimiz kültürel programların yanı sıra, kadınların çeşitli sorunlarına da çözümler arıyorduk. İşte davet ettiğimiz bu kadınlar arasında Mardinli bir arkadaşımız da vardı. Nürnberg’den geldiği için bir gece misafirimiz oluyordu.
Bende ilk kaldığı gecenin sabahında erken kalkıp, kendimce güzel(!) Bir kahvaltı hazırladım ve misafirimi masaya kahvaltı için davet ettim…
Arkadaşım Kâmile mutfağa girince, bir masadaki kahvaltıya, bir de büyük bir çaresizliği ifade eden yüzüyle bana bakarak,”ma Gulê insan bununla doyar mı?” Deyince ben yaşadığım şaşkınlıktan biraz çıkınca,” canım ne eksik sence, doymamız için ne lazım daha?” bunun üzerine Kamile gülerek, „Bulgur!” dedi🤣
Ahh tamam canım. Ama sen pişireceksin! dedim ve kendisine lazım olan malzemeyi mutfak tezgâhına bıraktım. Bulgur pilavı pişti ve gerçekten de muhteşemdi. Gülerek birlikte bulgur pilavı ile doya doya kahvaltımızı yaptık.
Ondan sonra kendimi sevindirmek, şımartmak, ülke hasretini gidermek istediğimde, sabah kahvaltımda bulgur pilavı pişiriyorum…
Uzaklarda yaşamak zorunda kalan tüm mağdur edilenler gibi sana da selam, sevgi ve özlemle can arkadaşım ve direnmenin sembolü kadın Kâmile 🌺🌹❤
Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 25.10.2021